Öneri ve Şikayet Formu

Adamas olarak biz, markamızla ilgili talep, beklenti ve sorunlarınızı önemser, size her zaman en iyi hizmeti verebilmek için bizlere yol göstereceğinize inanır ve sizleri memnun etmek adına müşteri odaklı bir yaklaşım benimseriz. Sizlerden gelen şikayetleri dinler ve çözüm odaklı olarak değerlendiririz. Görüş, öneri ya da şikayetinizi bizimle paylaşabilirsiniz. Bildiriminizi en kısa sürede değerlendirip size geri dönüş sağlayacağız.

    Haber bülteni: Duyuru ve Kampanyalardan haberdar olmak istermisiniz ?
    Evet İstiyorumHayır İstemiyorum

    [recaptcha]

    Sıkça Sorulan Sorular

    Adamas Chocolate kalitesinin en önemli kurallarından biri kullandığı hammaddelere verdiği önemdir. Adamas Chocolate hammadde seçiminde yasal standartlara ilave olarak kendi üstün kalite standartlarını uygulamakta ve hammaddelerin birinci sınıf kalitede olmasına özellikle dikkat etmektedir.

    Ürünlerimizin üretiminde kullanılmakta olan hammaddelerin standartlara uygun bir şekilde detaylıca test edilip kabul edilmesi kalitemizin en önemli kuralıdır.

    Öte yandan, hammaddelerin işlendiği proseslerimizdeki tüm değişkenler kontrol altında tutulmaktadır. İstatistiki Proses Kontrol Teknikleri bu sahada kullanılan araçlardan sadece biri olup, değişkenlerdeki sapmaların bilimsel olarak izlenmesinde kullanılmaktadır.

    Nihayet, çikolatalarımız sahip oldukları özellikler göz önünde tutularak depolanmaları, nitelikli araçlarla satış noktalarına sevk edilmeleri, son derece geniş satış ağımızın yardımıyla satış noktalarındaki muhafaza ve teşhir koşullarının saha personelimiz tarafından sürekli denetlenmesi ve mamullerimizin kalite ve nefaset özelliklerinin kaybolmadan tüketicilerimize sunulması kaliteye adanmışlığımızın bir ifadesidir.

    Çikolata, kakao denilen tropik bir ağacın tohumlarından yapılır. Kakao kelimesi Maya yerlilerinin “acı su” kelimesinden, çikolata ise “ekşi su” kelimesinden gelir.

    Çikolatanın hammaddesi kakao ağacının ürettiği kakao çekirdek ya da tohumlarıdır. Bu ağaç ılık ve nemli ortamlarda büyür ve ekvatorun 20 derece kuzey – güney enlemleri arasında yaşar. Dünyanın en büyük kakao çekirdeği üreticileri, Afrika’nın batı sahillerinde, Gana’da, Fildişi sahillerinde ve Njerya’dadır. Brezilya, batı yarımkürenin en büyük kakao çekirdeği üreticisidir.

    Yetişkin bir kakao ağacı yaklaşık 7,6 metreye kadar büyür. Ağaç her mevsim yeşil yapraklıdır, büyük çiçekler açar ve meyve verir. Olgun bir meyve, sarı, kırmızı, açık yeşil, altın renklerinde olur veya üzerinde bu renklerin hepsini görebilirsiniz. Meyveler kabukla kaplanmış kavuna benzer ve içinde 20-40 kadar badem şeklinde tohum bulunur. Bunlar fermente edilip kurutulduğu zaman, ticari değeri olan kakao çekirdeklerine dönüşür.

    Pek çok insan kakao çekirdeklerinin, kakao ağacı yerine coconat ağacından geldiğini düşünür.

    Çikolata imalatçıları kakao çekirdeklerinin farklı türlerini alır, istenen kalitedeki ürüne ulaşana kadar çeşitli renk ve lezzettekileri karıştırırlar. İmalat aşamaları şunlardır; ayıklama, kavurma, kabuğunu çıkarma ve son olarak öğütme. Kakao çekirdekleri % 54 oranında kakao yağı içerir ve öğütme aşamasında bu yağ açığa çıkar. İnce öğütülmüş bu yağlı akışkan maddeye ‘çikolata likörü’ denir.

    Çikolata üretiminin bütün aşamalarında bu likör kullanılır.

    Kakao, çikolata liköründeki yağın bir kısmı çıkarılarak devasa hidrolik preslerde sıkıştırılıp elde edilen kakao tozundan yapılır. Hidrolik presin içinde kalan kitle büyük, sert bir şekil alır. İmalatçılar bu kırmızımtrak kahverengi tozu ufalayarak kullanırlar. Bunu sıcak olarak içmek isteyen insanlar içine sıcak süt, şeker veya vanilya eklerler. Pastacılar, fırıncılar, dondurma üreticileri ve diğer imalatçılar ürünlerinde kakaoyu kullanırlar.

    Sütlü çikolata, çikolata çeşitleri arasında en çok tercih edilenidir. İçinde çikolata likörü, süt tozu, şeker ve diğer bileşenler bulunur. Çikolata likörüne ekstra olarak, kakao tozu üretiminden elde edilen kakao yağından eklenir. İyice karıştırılmış bu karışım rafineriden geçirilir. Zımparalama ve kesme işlemleriyle pürüssüz hale getirilir. 72 saat boyunca bu makina çikolatayı bir ileri bir geri hareket ettirir.

    Tatlı çikolata ve az tatlı çikolatanın üretimi de sütlü çikolata gibidir ama süt eklenmez.

    Oldukça rağbet gören, lezzetli çikolatanın besin değerleri de oldukça yüksektir. Karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve mineraller içerir. Fiziksel dayanıklılık gerektiren işlerde çalışan insanlar, enerjilerini arttırmak için çikolatayı kullanırlar.

    Bitter Çikolata: Kilo aldırmayan tek çikolata olarak bilinen bitter çikolata, %18 oranında kakao yağını bünyesinde barındırır. %14’ü yağsız olacak şekilde %35 oranında kakao kuru maddesi içermelidir.

    Sütlü Çikolata: İsminden anlaşılacağı gibi süt eklenerek yapılan bu çikolata ise; %2,5’i yağsız olacak şekilde %25 oranında kakao kuru maddesini içermektedir. Bu çikolatanın %14’lük kısmı sütün kuru maddesinden, %3,5 kadarı da sütün yağından oluşmaktadır.

    Beyaz Çikolata: İçerisinde %20’lik oranla en fazla kakao yağı içeren beyaz çikolatanın, %14’lük kısmını süt kuru maddesi oluştururken diğer %3,5’lik kısmını da süt yağı oluşturmaktadır.

    Dolgulu Çikolata: Dolgu kısmının çikolata ağırlığının %25’ine denk geldiği bir çikolata çeşidi olan dolgulu çikolata; beyaz çikolata, bol sütlü çikolata, bitter çikolata gibi çikolata türlerinin birinden oluşur.

    Ciddi oranda antioksidan deposu olan çikolata kansere yakalanma riskini düşürerek kanser mücadelesine destek verir.
    İçerdiği yüksek orandaki kalsiyum miktarı ile güçlü kemiklere sahip olmanızı sağlar.
    Kadınların moralini düzelten çikolata, yendiği andan itibaren endorfin denen mutluluk hormonu salgılanmasını sağlıyor.
    Strese karşı güçlü bir toparlayıcı olma özelliğini potasyum yüklü bünyesinde barındıran çikolatanın, florid sayesinde dişleri güçlendirmede rol oynadığı biliniyor.
    Kan pıhtılaşmasını önleyen çikolatanın içerdiği bakır sayesinde vücut, demir absorbesini hızlandırarak hem daha canlı hem de daha taze bir cilt oluşmasını sağlıyor.

    Çikolatalarınızı muhafazasından çıkarmadan , serin ve kuru yerde +18, +22 derecede muhafaza ediniz. Güneş ışığı ile doğrudan temastan kaçınınız.Kesinlikle buzdolabına koymayınız.

    Nem çikolatada biyolojik bozulmaya sebebiyet verir, bu nedenle ideal nem oranı %60-65’dir. Çikolatanızı saklarken ortamın aşırı nemli olmamasına dikkat ediniz .

    Çikolata çabuk koku alır. Bu yüzden çikolatanın kokulu ortamlarda bulunmaması gerekir.

    Çikolatanın Tarihçesi

    Çikolatanın geçmişi bundan tam 4000 yıl öncesine dayanıyor. Tarihi kaynaklara göre çikolata ilk kez Meksika topraklarında içecek şeklinde kullanılıyor. M.Ö. 1900’lerde şu anki Meksika topraklarında yaşamını sürdüren Olmekler’den önceki toplumun keşfi.

    Çikolata üretimi Orta Amerika’nın tropikal yağmur ormanlarına kakao tohumları ekilmesiyle ve daha sonra fermente edilerek macun haline getirilmesiyle gerçekleşiyor. İlk çikolata bugünün çikolatalarından çok farklı; sıvı halde acı bir içecek…Formülü ise şöyle: Fermente edilmiş ve macun haline getirilmiş kakao, su, vanilya, bal, acı biber ve diğer baharatlar… Olmek, Aztek ve Mayalar bu içeceğin enerji ve güç verdiğini, kişiyi mutlu ettiğini düşünerek mistik bir özelliği olduğuna inanıyorlar.
    Mayalar ise kakaonun büyüsüne kapılarak kakao tanrısı olduğuna inanıyor; mutluluk ve huzur için ona tapıyorlar. Bu dönemde çikolata çok değerli ve herkese sunulmayan bir içecek. Sadece kutsal seremonilerde; krallar, askerler, din adamları ve soylular tarafından içilebiliyor. Bazı kaynaklara göre, çikolatanın gücü o kadar abartılıyor ki, 16’ıncı yüzyıl Aztek kralının ve soyluların libidosunu yükseltmek için çok miktarda çikolata içtiği bile rivayet ediliyor.

     

    Hernan Cortes

    Hernan Cortes

    Çikolatanın Amerika’dan Avrupa’ya, oradan da dünyaya yayılması Hernan Cortes adlı İspanyol bir kaşif sayesinde oluyor. Aslına bakılırsa ilk kez Kristof Kolomb’un kakaoyu keşfettiği ama ülkesine hiç getiremediği, hatta hiç tadamadığı öne sürülüyor. Meksika’yı işgal eden denizci Cortes çikolatayı da Avrupa’ya taşıyan ilk kişi oluyor. İspanyollar ilk kez bu içeceğe şeker katarak günümüz çikolatası için önemli bir adım atıyorlar. İspanya yüz yıl gibi uzun bir süre çikolatayı diğer ülkelerden saklıyor. Ta ki İspanya Kralı III. Phillip’in kızı Prenses Anne ile Fransa Kralı XIII. Louis evlenene kadar. Çikolataya tapan prenses Fransa’ya çikolatalarını götürerek tarihe yön veriyor. Avrupa’da zamanla çikolata talebi artınca koloni ülkelerde kakao tarlaları kuruluyor ve hızla kakao üretimi başlıyor.

    Uzun süre aristokrat ve soyluların yiyeceği olan çikolatanın üretimi, Hollandalı kimyager Coenraad Johannes van Houten’ın icadı kakao makinesiyle bir devrime uğruyor. 1828’de icat edilen makine kakao yağını kavrulmuş kakao tohumlarından ayırıyor ve geriye kalan çikolata kuru bir toza dönüşebiliyor. Bu toz; sıvı ve başka malzemeler ile karıştırılabiliyor, katılaştırılıp yenilebilen, kolay hazmedilen çikolata haline geliyor.

    Çikolata üretiminin fiyatı bu şekilde düşüyor ve bu, çikolatayı sıradan insanların da ulaşabileceği bir yiyecek haline getiriyor

    İlk kez 1847’de, J.S. Fry & Sons adlı bir İngiliz şirketi yenilebilir katı çikolatayı üreterek çikolata tarihinde önemli bir gelişmeyi gerçekleştiriyor. Rodolphe Lindt ise 1879’da kakao yağını homojen bir şekilde kakao tozuyla karıştıran bir makine üreterek kadife dokulu ve daha lezzetli bir çikolata üretiyor.

    Çikolatanın Tarihçesi

    Çikolatanın Tarihçesi